Cezai Ehliyet

Bir kişi suç işlediğinde bu suçu işlediği yerde ve tarihte suça ilişkin kusur yeteneğine sahipse cezai ehliyetinin olduğundan söz edilebilir. Cezai Ehliyet tanımlanırken kişinin suçu işlediği sırada algılama yeteneğinin suçun hukuki sonuçlarını kavramasına engel olacak nitelikte bozuk olması durumu ifade edilmek istenir. Kişi suçun sonuçlarını kavrayabilse dahi bunu engelleyemediği durumlarda irade yeteneğinden mahrum kabul edilir ki bu durumda da bir cezai ehliyetten söz etmek yerinde olacaktır. Kişinin irade yeteneğinin ve algılama yeteneğinin eksik olduğu durumlarda işlenen suçlarda cezai ehliyet oluşması söz konusudur. Her iki unsurun bir arada olması bu tür bir durum için gerekli olan koşuldur. Cezai ehliyeti olduğu yönünde sanık hakkında bilimsel olarak kanıt bulunduğunda cezalandırılması söz konusu olmamakta hakkında güvenlik tedbirlerine gerek duyulmaktadır.

TCK 32

Kanunlarda belirlenen şekliyle Cezai Ehliyet olmaması durumu TCK32’de açıklanmıştır. Kişinin suç işlediği sırada irade ve algılama sorunu yaşaması durumunda akıl hastalığına yönelik şüpheler ortaya çıkar ve mahkemenin yapacağı bilimsel incelemelerin akabinde kişiye yönelik bu tür bir tanı konduğunda cezai ehliyetinin olmadığına kanaat getirilirken sanığın akıl hastalığı sebebi ile takibe alınmasına karar verilebilir. Kusur yeteneğini azaltan birçok hastalık söz konusudur. Kusur yeteneğinin azalmasına ya da tamamen ortadan kalkmasına yol açan bazı rahatsızlıklar ise şizofreni, kleptomani, alkol bağımlılığı gibi hastalıklardır. Kişi bu ve benzeri durumların tesiri altında suç işlediğinde cezalandırılamamaktadır.

Cezai Ehliyeti olmayan Hastalıklar Nelerdir ?

Kişinin sahip olduğu hastalıkların suç işlendiği tarihte kişi üzerindeki etkisinin ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Fail uyuşturucu ya da alkol aldığında bunu kendi rızası ile gerçekleştirdiyse cezai ehliyetinin tam olduğu kabul edilecektir. Cezai Ehliyet konusunda çeşitli rahatsızlıklar söz konusu olduğunda mahkeme kararlarının sonucu değişebilmektedir. Sanık için herhangi bir ceza verilmese dahi bu durumdaki kişilere akıl sağlıklarının bozuk olduğu yönünde güvenlik tedbirlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Bu rahatsızlıklardan bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Bipolar bozukluk
  • Şizofreni
  • Manik atak
  • Kleptomani
  • Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu
  • Anti-sosyal kişilik bozuklukları
  • Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı
  • Epilepsi rahatsızlığı
  • Zekâ geriliği

TCK 32/1

Kişinin suç işlediği sırada cezai ehliyete sahip olmaması durumunda cezalandırılmadığı görülür. Algılama yönünden eksiklik yaşayan ve irade yeteneğini kullanamadığı kabul edilen bireylerde cezai ehliyetin olmaması sebebi ile cezalandırma yapılmazken bu durumdaki bireylerin akıl hastalıklarına yönelik olarak güvenlik tedbiri uygulamasına maruz kalması gerekir. Yaşlı ve çocukların cezai ehliyetleri dikkate alınırken daha özenli bir araştırma yapılması gerekli olduğundan bu konunun da ayrıca değerlendirilmesi doğru olmaktadır. Kişinin akıl hastalığı olduğu yönünde oluşacak şüpheli durumlarda mahkeme tarafından konunun araştırılması gerekli hale gelir. Bu durumda da tıbbi bir kontrol kaçınılmaz olmaktadır. Kişinin algılama ve irade yeteneğini doğrudan etkileyen bir rahatsızlıkta Cezai Ehliyet ortadan kalkacağından titiz bir araştırma gerekli olur.

İlginizi çekebilir: Boşanma Dilekçe Örneği

Yorum yapın

Avcılar Avukatlık ve Hukuki Danışmanlık Almak İçin Lütfen İletişime Geçiniz.

Ataköy 7-8-9-10. Kısım Mah. Çobançeşme E5 Yanyol Cd. Ataköy Towers A Blok No:109 AVCILAR / BAKIRKÖY / İSTANBUL

Call Now Button
ankara en iyi ingilizce kursu Avukat Tunc sudi tol Palma hukuk Avukat Ceyhun guvel Avukat Naci özkan Avukat Hakan mert Avukat Merve kolman Prodor Mustafa Kök Kayakocvib